14 Ekim 2011 Cuma

ANADİLİNDE BİR MERHABA

 Kendi halkının- yani nine ve dedelerinin- dilinde bir “merhaba” sıcaklığı ve tadı;
 başkaca hiç bir dilden alınamaz.

O bir iç sıcaklığıdır. O bir yürek sıcaklığıdır... Kendisi olma tadıdır.
O, bin yılların sıcaklığıdır. Binlerce yıllık taddır...
O tadın varlığının sürmesi, halkın ve insanlığın elindedir...
Yer yüzü bu renklerden, tad ve uyumdan yoksun kalmamalı...


DİLLERİMİZ RENKLERİMİZ VE TADLARIMIZDIR

Kendi yüreklerinin sıcaklığı ve şirinliğinin yer yüzünde devam etmesini her kes ister. Kaybolmasın, var olsun, ister....
Ama doğru yol, öncelikle sahibi olunan değerlere sahip çıkmalı, insanlar... Kendi renklerini, tadlarını, sıcaklık ve güzelliklerini yaşatmaya, devam ettirmeye çalışmalıdırlar, insanlar...
Kimi halklar, dillerine, kültürlerine sahip çıkıp yaşatmaktadırlar. Varlıklarını güçlü kıldılar...
Kimi halklar, sahip çıkamadılar. Tadları ve renkleri yeryüzünden kalktı. Yok oldular... Varlıklarını yitirdiler.
Bugün kendi dilimiz ve kültürümüz de dardadır... Yok olmanın sınırındadır. Renklerimiz ve tadlarımız ortadan kalkmaktadır.


ATADİLİNİN / ETNİK DİLİN ANLAM VE ÖNEMİ

“DİL” üzerine tartışmaları dinler ve de izlerken, insan; hayretlere düşüyor…
- Kimileri, başka halkların dillerini ve kültürlerini yasaklar…
- Kimileri de kendi dil ve kültürlerinin yasaklanmasını kabullenir…
Adını koyamıyorum…


Uzmanları, kendi alanlarında bilgi ve yorumlarını paylaşmalıdırlar…
Toplumu ve de insanlığı aydınlatmalıdırlar…
Bugün susuyorlarsa, sadece kendi toplumlarına değil, ama aynı zamanda insanlığa, insanlığın geleceğine bu büyük kötülüğe devam edecekler mi?

“DİL MESELESİ”nin sadece siyaseten ele alınması da doğru değildir. Sadece toplumsal mesele de değildir. Aynı zamanda insani bir meseledir. İnsanlık meselesidir.
Dil, insan olmanın en anlamlı aracıdır. İnsani gelişimin en başta gelen unsurudur.
Yani bir canlının insana dönüşümünün en önemli etkenidir. Üretilmiş en yüce değerdir.
Dil zenginlik kaynağıdır. Üretim alanı olduğu gibi üretim aracı ve gerecidir de…
İçinde yaşanılan toplum ve toplulukların da en önemli varlık nedeni ve zenginlik kaynağıdır.

Bir halkın dili, kendisi için en temel varlık ögesidir. Dili yok edilmiş bir halk da yok edilmiştir. Yok olmuştur…


BİLİNE Kİ !

DİL ;

  • • Nine ve dedelerin hissedilen nefesidir.
  • • Ruhlarıdır, nine ve dedelerin...
  • • Nine ve dedelerin iç sıcaklığıdır.
  • • Nine ve dedelerin aklıdır...
  • • Yaşamlarından esintilerdir, ataların...
  • • Kendinin varlık gereğidir...
  • • Kimliktir...

  • Gerçekliğinin aslıdır...

  • Akıldır, ruhtur, içtir, sevgidir, şirinliktir, güzelliktir, iyiliktir....



DİLSİZ KALMAK;


  • • Mahrum kalmaktır...
  • • Kısır kalmaktır...
  • • Kıraç kalmaktır...
  • • Kuru kalmaktır...


DİLSİZ KALMAK; halk olarak ölmektir... Halk olarak yok olmaktır...

DİLLERİN ÖLÜMÜ; insanlığın kol ve kanatlarının kırılmasıdır... Kolsuz, kanatsız kalmasıdır...


DİL ;
• İstemektir. İstememektir...
• Duymaktır. Anlamaktır...
• Görmektir... Seçmektir...
• Hayattır. Yaşamaya devam etmektir...
• Dil uğraştır. Aştır. Iştir.
• Üretmektir. Ürün vermektir...

Kısacası; 

  • Sözünü söylemektir. 
  • Kendi eliyle yapmaktır. 
  • Kendi gözü ile görmektir... 
  • Kendi kulakları ile duymaktır...


Dillerin kaybı, insanlığın kol ve kanatlarını yitirmesidir...


BU SEBEPLE:


  • - DİLİMİZ DİLİMİZ DİLİMİZ
  • - ZONÉ MA ZONÉ MA ZONÉ MA
  • - ZAZACA ZAZAKİ DIMILKİ


Mehmet Tüzün